Thursday, May 26, 2005

Ford, sadece bir araba markası değildir...

Dün, Hisarüstü otobüsüne bindim ve ön koltuklardan birinde yer buldum. Çantamdan kütüphaneye iade edilmek üzere okula doğru yol alan kitaplardan birini çıkardım ve iade öncesi ne kaparsam mantığı ile derin bir okuma alemine dalmışım. Aniden, çok gerilerden, "arkayı beşleyelim" sözünün geçerli olduğu yer dolaylarından bana doğru çınlayan bir kadın sesi ile irkildim ki o kadar olur: "Ama siz de çok oluyorsunuz, sürtünmeyi bıraksanıza beyefendi!!" Bu sahneye bilumum İstanbul toplu taşıma araçlarında kaç defa şahit olduğumu ben bile unuttum. İnsanın kendi cinsiyetine lanet okuduğu ender anlardan biridir bu, ki aslında ben normalde kendi cinsiyetimle barışık biriyimdir. Neyse ki, kadın "yırtık"tı da tacizci sapığın sudan bahanelerine ("farkında değilim", "otobüs sallanıyor ne yapim" vs) pabuç bırakmadı. Zaten tacizcimiz meşum fırçayı takip eden durakta kendini bir an önce otobüsün dışına atmak için her türlü engelli atlama stilini denedi. Bu tip durumlarda tacizcilerden şu nakaratı da sık sık işitmişimdir: "Hamfendi, beğenmiyorsan taksiye bin!?!??" Sanki otobüse binince tacizi hak ediyorsun demek gibi bir şey bu. Pes yani... Komik bir argüman bu, ama hiç bir kadının buna hak ettiği cevabı verebildiğine şahit olamadım. Umarım, bir gün olurum. Benden Türk kadınlarına tavsiye, akıllarında bu "taksiye bin" argümanını çürütecek bir vecize bulundurmalarıdır.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home