Tuesday, June 28, 2005

Moral Eğitim?

Dün İstinye'deki Amerikan Konsolosluğuna öğrenci vizesi almak için gittim. Bir saatlik beklemenin sonunda bir dakikalık mülakatla vizemi verdiler. Haliyle beni niye bu kadar beklettiniz diye çıkışmadım konsolosluk memurlarına. Dönüşte Çınaraltından geçerken şunun yazılı olduğu bir bina gördüm: "Polis Moral Eğitim Merkezi". Ne demek bu şimdi diye düşündüm bir süre? Moral, ahlak mı demek şimdi burda yoksa bildiğimiz motivasyon anlamında mı kullanılmış? Sonra, bu sözün sırf "Polis Psikolojik Destek Merkezi" dememek için uydurulmuş olduğuna kanaat getirdim. Türk polisi, psikolojik destek almaz alamaz. Türk polisinin, ruh sağlığı son derece yerindedir ve kimse yerinde oynatamaz:))

Thursday, June 23, 2005

Iyk Bıyk

Bu sabah ulusal kanallarımızdan birinde şöyle bir espri duydum: "Ton balığına neden ton balığı diyorlar? Üstünde 250 gr yazıyor." Ne diyim ben size ya? Allah müstehakınızı versin. :)

Monday, June 20, 2005

Kadınlar %51!!

Çekik gözlü tombik japon ilahiyat profesörümüz Zekeriya Beyaz’dan akıllara zarar bir toplumsal kriz tespiti: “Kadınlar toplumumuz %51ini erkekler ise %49unu oluşturuyor. Dolayısıyla, istatistiki olarak kadınlarımız erkeklerimizden fazla. Her kadınımıza bir erkek düşmüyor. Kadınlarımız evde kalıyor. Hepsi bunalımda!” Bu tespite şapka çıkarılmaz da ne yapılır. İstatistik ise istatistik, yorum ise yorum. Yok yok:)) Ben iki kerat namazımı kılıp önünde eğileyim bu şahsiyetin...

Friday, June 10, 2005

Dün Arjantin-Brezilya arasındaki dünya kupası grup eleme maçını izliyordum. Acayip keyifliydi. Futbolu sevmeyenler çok şey kaçırıyor diye düşündüm. Spikerin maç sonrası bir cümlesi keyfime keyif kattı: "Evet sayın seyirciler maç 3-1 bitti ama, birbirinden güzel 4 gol izledik." Nasıl yani? Maç sonrası, aritmetik çalışmalarıma geri döndüm.

Wednesday, June 08, 2005

Çalışma-kolik

Tam bir çalışmakolik olduğumu zaten biliyordum; fakat tekrar fark edip yine şaşırdım. Tez, bitmiş, henüz savunmadan geçmemiş olsa da "adviser"ın kablulünü almış iken, artık rahatlama-tatil zamanı diye düşünmek normal olanı... Ama, yok, ben öyle yapmıyorum. Yine şu kadar makale şu kadar zamanda okunmalı, şu kitabın şu bölümü incelenmeli endişelerini ve bu tip kendime eziyetleri yapmaktan usanmıyorum. Hayır, yapmasam bunları, sonra da vicdan azabı duyuyorum, yaptığım-yapacağım tatil rezil oluyor...Sonunda buldum: sanırım ben, çalışırken dinleniyorum. Böyle de paradoksal bir insanım. Geçenlerde internet üzerindeki saçma sapan bir psikoloji testinde (evet-hayır'lı cinsinden) "moderate" seviyede şizoid çıktım. Şimdi tam manasını hatırlamıyorum bu psikolojik etiketin ama, çalışmakolik olmamın belki "moderate" düzeyde şizoid olmamla bir ilgisi vardır. Ben bilemiyorum, bilen varsa "help please"...

Thursday, June 02, 2005

kedim atladı balkondan...gittim peşinden...

Kedim Mişka acayip huysuz bir yaratıktır, bir de buna azgınlık dönemindeki karşı konulmaz arzularını eklerseniz işte karşımızda tam bir canavar... Bu kadar ateşli bir yaratığı dört duvar arasında tutmak mümkün olmuyor. Gerçi, evin içinde garip sesler çıkartıp nedensiz bir şekilde ve aniden koşturup tüm evi turlamasına alıştım. Fakat bu dörtnala koşuşturma Mişka hazretlerine yetmiyor tabii... Geçenlerde yine balkondan atladı. Artık neyin peşine gitti bilemiyorum; dişi kedi? kuş? kelebek? hatta ve hatta kara sinek!?... hiç fark etmez onun için, dellenmeye hazır bir mahlukat kendisi...Neyse ki, birinci kattayız da, burnu bile kanamadı. Ama ben yine de çok korktum, atladığını daha geç fark etseydim, belki de kaçar giderdi. Yok, çok da aptal, yaşayamaz dışarda, ona yanarım sonra... Hemen, pijama usulü dışarı attım kendimi, bir süre kısa mesafelerle kaçtı benden, sonra üstüne atladım yakaladım. Yerler ıslakmış, toprakla beraber iyice çamura batmış. Beni de çamur yaptı. Eve getirdim, miyak ciyak sesleriyle yıkamak zorunda kaldım. Sonra havluya sardım, sonra da saç kurutma makinesiyle iyice kuruttum. Saç kurutma makinesini çok sevdi, hiç kıpırdamadan kuyruğunu sallaya sallaya kurumayı bekledi. Hatta bir ara yerde şöyle bir dönüp karnını makineye döndü iyice... Hey allahım, bana niye normal bir kedi vermedin? amin...